Önceki yazımızda 2025 yılı beklentilerine odaklanmıştık. Şimdi ise, yatırım kararlarınız için daha uzun vadeli ve kritik bir dönemi, yani 2026 yılını mercek altına alıyoruz. Uzman görüşleri ve makroekonomik öngörüler, 2026’nın gayrimenkul sektöründe köklü değişimlerin yaşanacağı bir döneme işaret ettiğini gösteriyor.
İşte 2026 konut piyasasının ana dinamikleri ve beklentiler:
Faizlerde Düşüş ve Canlanma Senaryosu
2026 yılına dair en kritik beklenti, konut kredisi faiz oranlarındaki potansiyel gevşemedir.
Faiz Oranları Nereye Gidiyor? Ekonomik istikrarın sağlanması ve enflasyon beklentilerinin düşmesi durumunda, konut kredisi faizlerinin 2026 yılının ikinci yarısında %1.5 bandına, hatta %1’in altına gerileme ihtimali konuşuluyor.
Talepte Büyük Sıçrama: Konut kredisi faizlerinin düşmesi, mevcut ekonomik koşullar nedeniyle alım kararlarını erteleyen orta ve üst gelir grubunun piyasaya geri dönmesini sağlayacak. Uzmanlar, bu durumun 2026’yı 2025’e göre %40 daha fazla konut satışı ile rekorların kırıldığı bir yıl yapabileceğini belirtiyor.
Erken Yatırımın Önemi: Piyasa aktörleri, faizlerin düşüşe geçmesinden önce, yani 2025’in ilk yarısında yatırım yapanların, 2026’daki fiyat artışlarından en çok kazançlı çıkanlar olacağını vurguluyor.
Piyasa Şeffaflığını Artıracak Büyük Düzenleme: Değer Bilgi Merkezi
2026, emlak piyasasında şeffaflığı ve adil fiyatlamayı temelden değiştirecek önemli bir düzenlemenin başlangıcı olacak.
Değer Bilgi Merkezi (DBM): Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan bu sistem, parsel ve daire bazlı değer haritaları oluşturacak.
Fiyat Manipülasyonunun Sonu: 2026’da İstanbul’da, 2027’de ise 81 ilde devreye girmesi planlanan DBM sayesinde, her bir taşınmazın gerçek piyasa değeri resmi olarak belirlenecek. Bu, hem vergi süreçlerinde hem de alım-satım işlemlerinde fiyat istismarının ve tapuda düşük gösterme durumunun önüne geçilmesini hedefliyor.
Yatırımcı Güveni: Yeni sistem, yerli ve yabancı yatırımcılar için daha güvenilir ve karşılaştırılabilir bir veri altyapısı sunarak piyasaya olan güveni artıracaktır.
Arz, Talep ve Konut Açığı Sorunu
Hareketli bir 2026 beklenirken, sektörün temel sorunu olan konut arz açığı devam edecek.
Yıllık Konut İhtiyacı: Türkiye’nin yıllık 800-900 bin civarındaki konut ihtiyacına karşın, üretim 500-600 bin adet arasında kalmaktadır. Bu açık, fiyatlar üzerindeki yukarı yönlü baskıyı sürekli kılacaktır.
Arz Artışı Beklentisi: Faizlerin inmesi ve talebin artması ile birlikte, ruhsatı alınmış ancak lansmana çıkmamış çok sayıda projenin 2026 itibarıyla pazara sürülmesi bekleniyor. Bu arz hareketliliği, geçmişteki gibi dramatik fiyat artışlarını bir miktar dengeleyebilir.
Küçük Dairelere Talep Artışı: Yüksek fiyatlar, alım gücünü zorladığı için, 1+1 ve 2+1 tipi daha küçük daireler ilk ev sahipleri için bir “geçiş dönemi” konutu olarak popülaritesini artıracak ve bu segmentte talep yoğunlaşacaktır.